EKOLOJİ
Canlıların çevreleri ile olan ilişkilerini inceleyen bilim dalına ekoloji denir. Ekoloji bilimi canlıların içinde bulundukları çevrelerinde bulunan canlı ve cansız varlıklara ne gibi bir ilişki içerisinde olduklarını araştırır.
1-ÇEVRENİN CANLI VE CANSIZ ETMENLERİ
Cansız (abiyotik) etmenler:
Işık:Canlılar için en önemli enerji kaynağı güneştir.Yeryüzüne inen enerji bitkiler tarafından fotosentez olayında kullanılır.
Sıcaklık:Canlıların yeryüzüne dağılımını ve yoğunluğunu belirleyen önemli bir etkendir.
İklim:Uzun zaman aralığı,içinde belirli bir bölgede egemen olan atmosfer koşullarına iklim denir.
Toprak ve Minareler:Mineral tanecikleri ile humus karışarak toprağı meydana getirir.Rüzgar,sıcaklık ve suyun aşındırıcı etkileri dünyanın yüzeyini kaplayan kayaların zamanla parçalanması ,toprağı oluşturan mineral taneciklerinin ortaya çıkmasına neden olur.
Su:Yeryüzünün 3/4’ü sularla kaplıdır.Atmosferde bulunan suyun yağmur, kar,dolu olarak yeryüzüne dönmesi yağış olarak tanımlanmaktadır.
pH:Doğadaki sular asidik ve bazik(pH) özellikleri bakımından büyük farklılık gösterir.Ortamın pH derecesi organizmanın yaşamsal faaliyetini etkiler. Bol yağış alan bölgelerdeki topraklar, örneğin Karadeniz bölgesi toprakları oldukça asidiktir.
Hayvanlar Vücut sıcaklığının Korunmasına göre;
1)Poikilotermal hayvanlar(Soğuk kanlı-Vücut ısısı değişken hayvanlar)
Örnek:Balık,sürüngen,kurbağa poikilotermal hayvanlardır.
2)Homoitermal hayvanlar (Sıcak kanlılar-Sabit ısılılar)
Canlı (biyotik) etmenler:
Çevrenin canlı etmenleri görevlerine göre üreticiler, tüketiciler ve ayrıştırıcılar olmak üzere gruplandırılır. Canlılar arasında heterotrof ototrof ilişkisinden başka,belirli bazı yaşama ve beslenme biçimleri vardır.
-Ototrof canlılar:
Ototrof canlılar,kendi besinlerini kendi üretir.Bu nedenle ototrof canlılara Üreticiler de denir.Bunlar su,karbondioksit ve inorganik tuzlardan organik madde sentezler.Ototroflar ihtiyaç duydukları enerji göre sınıflandırılır.
Fotosentetik ototroflar:Enerjiyi güneş ışığından sağlayan canlılardır.Yeşil bitkiler,bazı bakteriler ve mavi-yeşil algler fotosentetik ototrof organizmalardır.
Kemosentetik ototroflar:Kendileri için gerekli olan enerjiyi bazı inorganik (NH3,H2S) oksidasyonundan sağlayan organizmalardır.Demir,nitrit,nitrat ve sülfür bakterileri gibi bazı bakteriler kemosentetik ototrof organizmalardır.
-Hetetrof canlılar:
Hetetrof organizmalar,besinlerini ortamdan hazır alır. Ototrof canlılar ve çürümüş organik maddeleri besin alarak kullanan hetetroflara,hazır beslendikleri için tüketiciler de denir.Hayvanların,mantarların ve bakterilerin çoğu hetetroftur.Hetetroflar beslenme özellikleri yönünden üçe ayrılır.
Holozoik: Besinlerini katı parçacıklar halinde alanlar.
Simbiyoz: Birlikte yaşayanlar.
Saprofit: Çürükçül yaşayanlar.
Holozoik beslenen hayvanlar kullandıkları besinlerin yapısına göre üç gruba ayrılır.
Ot obur(Herbivor) Hayvanlar: Sadece otla beslenen hayvanlardır. Karada yaşayanlardan böcekler, kemirgen memeliler ve geviş getirenler; suda yaşayanlardan kabuklu ve yumuşakçalar herbivordur.
Et obur(Karnivor) Hayvanlar: Sadece etle beslenen hayvanlardır.Aslan, kartal gibi yırtıcılar ve büyük yılanlar karnivordur.
Hem ot obur hem ot obur (Omnivor) Hayvanlar: Hem otla,hem de etle beslenen canlılardır.İnsanların yanı sıra; ayı,domuz gibi canlılarda omnivordur.
-Simbiyotik ilişkiler (Birlikte yaşama)
İki veya daha fazla canlının birlikte yaşama şeklidir. Yararlı birlikleri ve zararlı birlikleri oluşturur.Birlikte yaşama üç grupta incelenir.
Kommensalizm (Tek taraflı ortaklık):Birlikte yaşayan iki ortaktan biri yarar sağlarken,diğeri hiçbir yarar sağlamaz.Bu ilişki (+,0) ifadesiyle gösterilir.
Örneğin ;
Köpek balığına tutunarak onunla taşınan küçük bir balık (Echeneis),köpek balığına herhangi bir zarar vermeden yaşamını sürdürür.Köpek balığının yiyecek artıklarından beslenir.Kommensalizme okyanuslarda daha çok rastlanır.
Midyenin kabuğuna tutunarak yaşayan Broyozoa,midyenin sağladığı su akıntısı ile gelen besinlerden yararlanır.Midyeye ne faydası nede zararı vardır.
Mutualizm (İki taraflı ortaklık):
Karşılıklı fayda esasına dayanan bir yaşama şeklidir.Bu ortaklıktan her iki türde faydalanır.Bu ilişki (+,+) ifadesiyle gösterilir.Mutualizm örnekleri ;
Liken birliğini bir alg ile basit bir mantar meydana getirir. Alg bu birlik içerisinde üretici olarak görev yapar. Mantara ise,su ve mineral temin ederek algin fotosentez yapabilmesini sağlar ve sitemi korur.
Besin, oksijen
Liken =Su Yosunu + Mantarlar
Su, mineral maddeler
-İnsanın bağırsağında yaşayan bakteriler kendileri için yaşama, çoğalma ortamı bulurken, insan için K ve B vitaminlerini sentezler.
-Geviş getiren hayvanların sindirim sisteminde bulunan bakteriler selüloz enzimi salgılayarak selülozun sindirilmesini sağlar.
-Baklagil köklerindeki nodüllerde yaşayan Rhizobium adlı bakteri havanın serbest azotunu bağlar ve baklagilin bu azottan yararlanmasını sağlar. Bunun karşılığında bakteri baklagillerden besin elde eder.
Protokooperasyon:Ayrıca birde protokooperasyon mevcutdur.Bur da canlılar birlikte yaşamak zorunda değillerdir.Bir araya geldiklerinde birbirlerinden istifade ederler.Örnek:Timsahın ağzından etleri temizleyen kuşlar.
Parazitizm (Asalaklık)
Bir canlının başka bir canlının içinde veya üzerinde yaşayarak besinini ondan elde etmesi şeklinde olur.Parazit canlı konaktan yarar sağlarken onun zararına iş görür.Bu ilişki (+,-) ifadesiyle gösterilir.Parazitin üzerinde yaşadığı canlıya konak canlı denir.İyi adaptasyon göstermiş bir parazit konağını öldürmemelidir.Parazit canlı yaşadığı yere göre ikiye ayrılır.
Dış parazitler: Parazit olan canlının, konak canlının dış kısmına (Deri ya da solungaç) yapışarak ya da tutunarak yaşamasıdır.Dış parazitlerin özellikleri ;
Genellikle eklem bacaklılar grubundandır.(bit, pire, kene)
Sindirim sistemleri vardır.
Hücre dışı sindirim yaparlar.
Duyu ve hareket organelleri vardır.
Yumurta çoğalırlar, ayrı eşeylidirler.
İç parazitler: Parazit canlının, konak canlının iç kısmında yaşamasıdır.İç parazitliğin özellikleri ;
- Genellikle solucanlar şubesindedirler(Bağırsak kurtları, tenyalar).Hücre içerisinde (Plazmodyum) ya da kan içinde (Uyku hastalığını oluşturan bir hücreli) yaşayanlarda olabilir.
- Sindirim organları yoktur.
- Monomerleri tüm vücut yüzeyleri ile alırlar.
- Duyu organları yoktur.
- Hermafrodittir(Dişi veya erkek gamet aynı canlıda)
“Bitkisel parazitler ikiye ayrılır.
Yarı parazitler: Bazı bitkiler klorofil taşırlar ve fotosentez yaparlar. Ancak kök sistemleri gelişmediği için su ve mineral madde ihtiyaçlarını emeç adı verilen kökleriyle üzerinde yaşadıkları bitkinin odun borularından alırlar.
Örnek; Ökse otu.
Tam parazitler: Bazı bitkiler fotosentez yapamadıkları için bütün ihtiyaçlarını üzerinde yaşadıkları bitkiden sağlarlar.Klorofilleri yok veya indirgenmiştir.Kökleri (emeçleri) ile üzerinde yaşadığı bitkinin soymuk dokularından organik besin maddesi alırlar. Örneğin; küsküt otu(Çin sacı),canavar otu gibi.
B.Besin Zinciri ve Enerji Piramidi
Bir ekosistem içerisindeki canlıların tümü beslenme bakımından birlerine bağlıdır.Bir ekosistem de yer alan canlıların birbirlerine bağlı olarak beslenmelerine besin zinciri denir.
Yalnız bitkilerle beslenen hayvanlara birincil tüketiciler denir.Birincil tüketicilerle beslenen hayvanlara ise ikincil tüketiciler,İkincil tüketicilerle beslenen hayvanlara da üçüncül tüketici denir.Ayrıştırıcılar ise ölü hayvan bitkilerin çürümesini ve içerdikleri minerallerin toprağa karışmasını sağlayan organizmalardır.
Üreticiler, besin zincirinde birinci halkayı oluşturur.Bitkilerde depolanan enerjinin bir kısmı besin yolu ile ot oburlara iletilirken,bir kısmı ısı şeklinde çevreye ,bir kısmı da ayrıştırıcılara aktarılmaktadır.Ot oburlar aldıkları enerjiyi
et oburlara aktarmaktadır.Görüldüğü gibi besin zincirindeki besinin bir kısmı enerji olarak kullanılırken bir kısmı da depolanmaktadır.Besin zincirleri bir araya gelerek daha karmaşık olan besin ağnı oluşturur.
Besin zinciri karasal ortamlarda genellikle çiçekli bitkilerle başlarken su ortamında mikroskobik alglerle başlar. Enerji ,enerji pramidin de bir üst basamağa sadece besin yolu ile geçer.Zehirli maddelerin en fazla birikimi besin zincirinin en son halkasında bulunan canlılarda en fazla olur.
Piramitin tabanından tepesine çıkıldıkça enerji düzeyi azalır.Ekosistemdeki genellikle bir canlıdaki enerjinin %10-20’si beslenme zinciri ile bir sonraki tüketiciye geçmektedir.Buna biyolojide ‘% 10 Yasası’ denir.Yaklaşık enerjinin % 90 kadarı canlıların hayatsal faaliyetleri için harcanarak kaybolmaktadır. Karalarda veya sularda birim alana düşe canlıların ağırlına Biyokütle denir. Buna göre doğada biyokütlesi en fazla olan tür bitkiler olduğu için piramidin ilk basamağında yer alır.Besin zincirinde biyokütle üst basamaklara gidildikçe azalır.Canlı sayısına,canlı ağırlığına yada enerjiye dayalı olarak çizilen bu piramite ‘ekolojik pramit’ denir
Denizlerde bitki ve hayvan türleri genellikle güneş ışınlarının ulaşabildiği yüz metrelik derinlikte yaşar. Bitkisel planktonlar fotosentez ile ürettikleri besini ve oksijeni yine mikroskobik olan hayvansal planktonlar kullanırlar.